İhtisas Mahkemeleri Kurulmalı
İhtisas mahkemelerinin oluşturulması gerektiğini belirten Eczacıbaşı Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Salih Reisoğlu, halka arzların bir defalık yapılıp unutulmasının sorun olduğunu vurguladı.
Eczacıbaşı Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Salih Reisoğlu, Meclis`te bekleyen özel emeklilik tasarısı için somut adımların atılmasında gecikilmemesine işaret etti. Bu paralelde oluşacak emeklilik fonlarının kabul edilebilir orandaki bir bölümünün mutlaka hisse senedi piyasasına yönlendirilmesinin sağlıklı olacağını vurgulayan Reisoğlu, ancak bu oranın çok abartılmaması gerektiğine dikkat çekti. Hisse senedi piyasasının bütün dünyada ne kadar iyi yönetilirse yönetilsin, sonuçta risk taşıyan bir piyasa olduğunun altını çizen Reisoğlu, söz konusu fonların büyük güvence taşıması gereken fonlar olduğunu belirterek, Aksi takdirde yeni doğan bir prosedürü öldürmüş oluruz. Çünkü emeklilik fonları çok büyük riskler alma doğasına sahip değil. Dolasıyıla bu oran yatırımcıyı, istikbalini buna bağlamış olan kişileri ve bundan sorumlu olan kuruluşları korkuya sevketmeyecek oranda olmalıdır dedi.
Piyasaya gelebilecek bir birikimin piyasada ekstra bir talep yaratacağını ve bunun da yukarı yönlü bir etki yapacağını ifade eden Reisoğlu, ancak bu birikimin bir defalık etkisinden ziyade, kurumsal yatırımcı ağırlığını artırıcı etkisine dikkat etmek gerektiğini kaydetti. İlk etapta bu tip fonlara daha fazla ilgi duyulabilmesi için vergisel ve benzeri konularda bir takım avantajlar sağlanmasının doğal olacağını belirten Reisoğlu, SSK`nın ciddi bir sorun teşkil ettiği bir ortamda, böyle bir çözümü hayata geçirmek şart ve bu nedenle de devlet desteğini alması gerekiyor dedi.
İHTİSAS MAHKEMELERİ OLUŞUTURULMALI;
Yatırım fonlarının piyasadaki en profesyonel yatırımcı sayıldığını belirten Reisoğlu, kurumsal yatırımcı açısından piyasanın eskiye oranla güçlendiğini kaydetti. Ekonomik reformlarda başarı kaydedildikçe, yabancılardan daha fazla yatırımcı çekileceğini vurgulayan Reisoğlu, bunun piyasaya ciddi bir avantaj sağlayacağını ve zaman içinde piyasanın daha az amatör daha çok profesyonel yatırımcıyla çalışacak hale geleceğini söyledi. Yatırım fonlarının özellikle fon sahibi kurumlar tarafından yönetilmesi ve denetlenmesi gerektiğine dikkat çeken Reisoğlu, yatırım fonlarına ilişkin iddia edilen spekülasyonların da önlenmesi konusunda ihtisas mahkemelerinin oluşturulması gerektiğini kaydetti. Türkiye`de finans ve sermaye piyasası konusunda daha sağlıklı ve daha bilinçili değerlendirme yapacak ihtisas mahkemelerinin olmadığını belirten Reisoğlu, Piyasadaki aksamaların doğru değerlendirilmesi ne kadar önemliyse, yanlış değerlendirilmemesi de o kadar önemlidir. Bu nedenle hukuk işlemlerinde ihtisaslaşma bu yönde yapılırsa ve artarsa, piyasaya faydası da fazla olacak dedi.
HEDEF AVRUPA PİYASALARI OLMAMALI;
Türk Sermaye Piyasası`nın Avrupa piyasalarını değil, Amerika - Japonya gibi gelişmiş piyasaları takip etmesi gerektiğini belirten Reisoğlu, burada da zamana ihtiyaç olduğunu vurguladı. Bu zamanı minimize etmek için tedbir alınması gerektiğini belirten Reisoğlu, bunun da ancak eğitimle mümkün olabileceğini kaydetti. Reisoğlu, Yatırımcıyı ne kadar eğitip bilinçlendirirsek, kat etmemiz gereken mesafeyi de o kadar kısaltmış olacağız. Dünyanın gelişmiş piyasalarına yönelik performans sağlamak şart. Avrupa piyasaları o kadar gelişmiş piyasalar değil. Çünkü bunlar da kendi içlerinde finansman bonosundan, borçlanmadan, hisse senedi finansmanına geçmeyi çok iyi başarmış değil. Dolayısıyla bizim piyasayı geliştirme hedefi Avrupa`yı yakalamak olarak tanımlarınsa bu küçük ve önemsiz bir hedef olur dedi.
BİR DEFALIK ARZLAR;
Türkiye`de halka arzların bir defaya mahsus düşünülmesinden dolayı temel bir problem yaşandığına işaret eden Reisoğlu, halka arza finansman kaynağı gözüyle bakılmadığı sürece, piyasada halka arzların sağlıklı olamayacağını vurguladı. Halka arzın devamlı bir finansman kaynağı olarak görülmesi gerektiğini belirten Reisoğlu, Eğer pratikte yaşandığı gibi bir defalık halka arz düşünülüp, hissenin gidişatı bizi ilgilendirmiyor, ikinci halka arzı düşünmüyoruz şeklinde bir mantık yürütüldüğü sürece bunun piyasaya etkisi olamaz. Dolayısıyla Türkiye`de sorun halka arz oranı değil, halka arzların bir defalık yapılıp unutulmasıdır. Bu hem şirkete, hem yatırımcıya hem de piyasaya zarar verici bir düşünce tarzıdır. Bu aynı zamanda piyasanın gelişimini baltalayan önemli bir unsurdur dedi. (FİNANSAL FORUM)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN